15 Temmuz 2009 Çarşamba

Arya



Bodrum’un bendeki yeri hep ayrı olmuştur. Küçüklüğümden beri babamın işleri dolayısıyla Bodrum’a gelip, çeşit çeşit koylarda (Gümbet, Bitez, Akyarlar, Turgutreis gibi gibi) kalmışlığımız vardı. Ne zaman ki Yalıkavak Gökçebel koyundaki inşaatımız başladı, biz Yalıkavak’a geçtik. Bir kaç yıl kendi otelimizin işletmeciliği de yaptık, farklı işletmecilere de devrettik ama sonu hep hüsran olunca yerimizi ufak bir siteye çevirmeye karar verdik. Artık bir zamanların Arya Oteli, oldu size Arya Evleri. Fakat internetteki bazı tur acenteleri web sitelerini hiç güncellemediklerinden, zaman zaman eski resepsiyon telefonu olan yeni ev telefonumuzdan rezervasyon yaptırmak isteyenlerin telefonlarını alıyoruz ve baya bir eğleniyoruz.


Otel Arya


Arya Evleri


Soldan sağa; İpek/ Burak/ Şeyda/ Gözde;)

Gökçebel Koyu’nun tam kalbinde, denizin dibinde, günbatımının tam karşısındaki yerimize gelmek bundan böyle daha keyifli olacağa benziyor. Daha önceden hep iş için geldiğimiz bu yere artık kendimiz için gelebiliriz ve ben de arkadaşlarımı davet edebilirim. Yıllardır hep gitmek isteyip gidemediğim Bodrum Kalesine gitmemek için hiç bir mazeretim kalmamış bulunuyor. Babamın sürekli olarak bahsettiği çevre köyler beni acayip heyecanlandırıyor. Geçen sene İstanbul’a dönmeden bir gün önce gittiğimiz Karakaya Köyü dışında o kadar çok görülecek yer varmış ki, babam sen benim peşime takılsan neler görürsün neler Bodrum’da diyip duruyor. Yalıkavak’ın meşhur Sandima’sını da bu sene görebilirsem ne ala!

Bodrum diyince aklıma cam gibi bir deniz, begonvillerle çevrili bembeyaz evler, daracık sokaklar, birbirinden güzel koylar, birbirinden leziz otlar, bahçelerde limonlar, kokulu mandalinalar, yemekler yemekler yemekler geliyor. Bodrum bana sadece sakinliği, huzuru, mutluluğu çağrıştırıyor. Ben İstanbul’u beklerken Bodrum’a gidip dönenler bambaşka insanlar gibi dönüyor. İstanbul’da iken Bodrum’un kokusu burnumda, evlerin beyazı, denizin mavisi, begonvillerin moru, ağaçların yeşili gözümde tütüyor. İnsan buraya gelince zaman kavramını tamamen kaybediyor ve geldiği yere hiç dönmek istemiyor…

2 yorum:

mrlmrl dedi ki...

:) şu blog nelere kadir yarabbim!gelmiş kadar oldum Arya'ya...saol,varol..ve de tekrar tekrar ii tatiller! :D
pur'un yorumuna istinaden cnm mandalina çekti:(gelirken 1 poşet getir ltfn...mangalda etlerin pişmesini beklerken dağıtır, yeşil de olsa yeriz:P

Gözde Otman dedi ki...

mandalina severler için Müskebi yazısını koymuş bulunuyorum. Mandalina sana elbette gelir ama ondan önce sen mandalinaya doğru gelsen daha hoş olur diye düşünüyorum mrl:)