8 Ağustos 2009 Cumartesi

İstanbul Deniz Müzesi


Bodrum’dan İstanbul’a düğün dernek gibi maksatlarla bir haftalığına gelince kendimi turist modunda buldum. İki arada bi derede Damla ve Fisun Teyze ile İstanbul Deniz Müzesine gitmeye karar verdik. Üniversite’de aldığım Men, Ships and the Sea fiyaskosundan sonra, bu müze bana iyi geldi. Belki o ders sırasında gemilerle pek haşır neşir olmayı başaramadım ama aslında denizi de, denizin altındakileri de, üstündekileri de hep sevdim.




Beşiktaş’ta bulunan müze Türkiye’nin denizcilik alanında en büyük müzesi, koleksiyon çeşitliliği açısından da dünyanın sayılı müzelerinden biriymiş. 1897 tarihinde ilk temelleri atılan İstanbul Deniz Müzesi, son olarak 1961 yılında Beşiktaş semtinin İskele Meydanı’nda Türk Amirali Kaptan-ı Derya Barbaros Hayrettin Paşa’nın anıtı ve türbesi yanındaki yerini almış. Oldukça büyük bir alana yayılmış müzenin bazı bölümleri 2010 projeleri kapsamında restorasyon altında olduğundan kapalı. Müzenin ziyarete açık kısımlarında, çok çeşitli parçalar görmek mümkün. En çok hoşuma giden kısım, tek tek balmumundan yapılmış mankenlere bahriyeli kıyafetlerinin giydirilip sergilendiği, kıyafetlerin değişim ve dönüşümünün gösterildiği bölüm oldu. Kıyafetler dışında, yanında minicik kaldığımız devasa gemi baş figürleri, yıllara meydan okuyan kumaşlardan yapılmış sancaklar, haritalar, gemi modelleri, bakanı dalgalarının içine çeken yağlıboya tabloları, Osmanlı Devleti’nin önemli simgelerinden olan ve padişahların imzası sayılan, bahriyede gerek savaş gemilerinde gerek binalarında kullanılan padişah tuğraları vardı. Tarihi kayıklar kategorisinde olan saltanat kayıkları ise, restorasyon dolayısıyla göremeyip şimdilik içimde kalanlar arasında kaldı.

Sürekli sergi dışında, müze girişinde bulunan ve 30 Kasım tarihine kadar açık kalacak olan Tarihi Dalgıç Malzemeleri Sergisi de oldukça farklı bir koleksiyon. Jeff Hakko’nun 1990 yılından beri koleksiyonunu yaptığı malzemeler arasında, neler neler yok ki... Bana hem korkunç hem sempatik gelen derin ve sığ su dalış başlıkları, dalgıç ayakkabıları, bıçakları, telefonları, saatleri, fenerleri...

1 yorum:

Damla Cihangir dedi ki...

Lutfen muze gezmeye devam! :) Ben de muzekartimla bekliyorum seni Istanbul'da sayin Gozde Otman. Muzeler sensiz gezilmiyor ki...