19 Ağustos 2008 Salı

Marina Koftecisi


Bir kofte dusunun, iskender gibi servis ediliyor. Altina yumusacik ama ayni zamanda citir ekmekler diziliyor. Yogurt gezdirildikten sonra yuvarlak koftelerle susleniyor tabak ve en son salca ile renklendirilip tatlandiriliyor. Ne yalan soliyim kofteler biraz lastige benziyor ama yine de ben cok seviyorum. Hersey cok hosta, masa ortuleri bir felaket buranin. Yillardir degismeyen lastik kofteleri gibi. Marina koftecisi ya, masada dumenlerle kapli alacali desenleri renk cumbusune bogulmus bir kumas parcasi. Masaya koydugum telefonumu bulmakta zorlaniyorum, cunku desen resmen gozumu aliyor. Ama tabii ki de aliskanliklarimdan vazgecemiyorum ve cok eski olmasa da maziye daliyorum.

Gecen sene ne guzeldi ya. Ipek, Damla, Meral, Nihan, Gorkem, Murat, Melih ve ben beraberdik Marina'da. Bu sene yalnizim, bir acayibim, kendimi Bodrum'da gibi hissemiyorum. Sanmiyorum ki Bodrum degissin cunku her sey ayni. Ama ben degismisim galiba, Bodrum baska gozukuyor gozume, yillar sonra ilk defa. Yadirgiyorum. Nerden nereye, kofteden benle Bodrum'un iliskisine:)

Hiç yorum yok: