Pazar kahvaltısı için Çınaraltı'na gidelim dedim, Çengelköy'de olana. Lise yıllarından beri gittiğim, daha önce gitmemiş olanları götürmeyi görev bildiğim, dışardan içecek getirmenin yasak, börek getirmenin yasak olmadığı çay bahçesine. Görkem'e söyleyince hemen kabul etti, ama onun bahsettiği Çınaraltı ile benim bahsettiğimin aynı yer olmadığını anlamamız zaman aldı. Kuzguncuk'a gittik. Onun lise yıllarından beri gittiğine...
Kuzguncuk trafik ışıklarının hemen arkasındaki sahili ve olmayan bahçeyi görünce biraz şaşırdım çünkü mekan bir kaç banktan ibaretti. Meğer banklara da servis yapıyorlarmış ama hava serin olunca biz içeri tercih ettik. Sahanda gelen menemeni ve sucuklu yumurtası meşhurmuş, hepsinden söyledik. Portakal suyu, çay, peynirli kahvaltı tabağı, çıtır çıtır ekmek gelince sofrada yer kalmadı ama masada tekrardan yer açılması uzun zaman almadı. Bir süredir sabahları müsli yediğimden kahvaltı biraz ağır gelmiş olacak ama değişiklik iyi geldi. Ha bir de, kahvaltıyı Grkm ısmarlayacaktı ama parası çıkmadı. Her ne kadar bana abla demesi yasak olsa da, arada abla olduğumu hissettirmeyi seviyor sanırım. Gerçi benim de hoşuma gidiyor.
Gelecek sefer, benim Çınaraltı'ma gidilecek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder