1 Kasım 2009 Pazar

velosipet ile bir hafta sonu


The Flying Scotsman

2006 yapımı İngiliz filmi Uçan İngiliz, İskoçyalı bisikletçi Graeme Obree'nin hayatını konu alıyor. Büyük bir heyecanla dünya bisiklet şampiyonasına hazırlanan Graeme, çocukluğunda yaşadığı olayların etkisinden kurtulamıyor ama onu çekemeyenlerin takmaya çalıştığı çelmelere rağmen, başarıya giden yoldan çıkmıyor, yavaşlasa da, sendelese de yine eski temposunu tutturuyor. Umudunu kaybettiği anlarda, yine ve yeniden başlamak nasıl olurmuş ve istedikten sonra başarmamak için bir sebep yokmuş dedirtiyor. Yeni mottomuz budur...

Film sonrası gaza geldikten sonra, belki baya alakasız ama kitap fuarına gitmeye niyetlendik. Lise belki ortaokul yıllarından beri istememe rağmen gitmediğimi farkettiğim fuar, ne kadar uzak olsa da, bardaktan boşanırcasına yağmur yağsa da ulaşılmaz gelmedi. Madem aklımızdan geçti, madem bir anlık bile olsa niyet ettik, gidelim dedik.

Saatlerce fuar alanını gezmek hayalimde canlandırdığım farklı gerçekleşti. Kitaplarla dolu rafların arasında dolaşmaya, kitap kapaklarına bakmaya, gözüme kestirdiklerimin arkalarındaki yazıları ya da seçtiğim rastgele sayfaları okumaya bayıldığım kitapların arasında aldığım keyif, alana akın etmiş insan kalabalığı ile eziyete dönüştü. Sanki pazar tezgahındaki kıyafet yığını içinde cebelleşiyorum... Sonuç, elimizden geldiğince dolaşmak ve çoğunlukla aklımızda olmayan kitapları satın almak oldu. İşte onlardan biri ama oldukça keyiflisi, Velosipet ile Bir Cevelan.



1900'e doğru İbnülcemal Ahmet Tevfik tarafından yazılan kitap aslında bir seyahatname, hemde edebiyatımızdaki ilk bisiklet seyahatnamesi imiş. Kitapta 1890 yıllarının sonunda İstanbullu bir bisiklet meraklısı gencin Bursa ve çevresine yaptığı ilginç gezi anlatılıyor. Bugünlerde bütün imkanlardan rahatça yararlanarak (ulaşım- yemek- dinlenmek vs.) seyahat edenler ve hatta gezip gördüklerini, yiyip içtiklerini bloguna yazıp herkesle paylaşan bizler için pek sıradışı bir eylem değil bu ama hem ilk bisiklet macerası olması açısından, hem de gezi sırasında görülen mekanları, insanları, hayvanları, doğal kaynakları ve genel olarak imkanları betimlemesi açısından enteresan ve bilgilendirici. Yaklaşık yüz sene önce, Bursa- Yenişehir- İnegöl arasındaki şehir merkezlerinde ve köylerde insanlar tarafından karşılanışları, bisikletin nasıl gittiğini izlemek için binbir rica minnet ile yazardan bir tur atmasını isteyişleri, gittikleri yerlerde istedikleri soğuk suyu ya da her hangi bi yemeği bulmanın mümkün olmadığı bir dönem bahsedilen. İmkansızlıklara rağmen, bu da bir başarı öyküsü.



...ki zekanın yarattığı güzelliktir
Çevik, uyumlu ve kaprissizdir.
Hızlılıkta saba rüzgarını kıskandırır,
Herkesin bildiği kural,
Eğer benzeri olsaydı,
Ona sürat katarı denirdi.
Ama onda yine büyük fark var,
Onda çok 'siklet' var...
İbnülcemal Ahmet Tevfik
Velosipet ile Bir Cevelan s.102

1 yorum:

Damla Cihangir dedi ki...

velosipet ile Amsterdam gunleri...