24 Nisan 2009 Cuma

Yeni Tadlar, Yeni Mekanlar

Bir suredir yediklerime dikkat ediyordum ya, o gunler geride kaldi. Yine yeni tadlar denemek istiyorum, kendimi tatli tuzlu demeden her seyi yemekten alamiyorum. Bazi kilit kelimeler var mesela, ne zaman onlari menude goruyorum, dayanamiyorum, mesela bu aralar somon onlardan biri. Tatlinin ise her türlüsü her zaman mübah. Yani aslinda degisen bir sey yok, ben degisik tadlar icin yeni mekanlara gitsemde, hep ayni seyleri siparis ediyorum. Somonlu tagliatella ve kizarmis dondurma bu aralar bunlardan ikisi. Bir ara da tavuklu ceasar salata ve profiterol ile kafayi bozmustum. Bakalim sirada ne var...


Kitchenette


Bi Buçuk

Tamam, arada saglikli yiyecek ve icecekleri denemeye calisiyorum ama digerlerinin yaninda anti-aging ozelligi oldugu iddia edilen cilek&portakal suyu karisimi zorlama kaliyor. Once onu iciyorum, sonra onun ustune gidip, canimin anti aging olmadigindan suphe duymadigi ne ise, onu tuketiyorum.


Sosa

Sonuc olarak vur deyince öldürüyorum, kendimi. Ya 1 kcal fazla almicam diye inat ediyorum, ya da tam tersi olarak hic birseyi umursamiyorum. Birde kafamdan bir sey gecirip, sonra onu degilde asil yuregimden gecirdigimi siparis etme durumum var ki, bambaska. Mesela kepekli manti yemek geciyor aklimdan, ama 2 dk. sonra bir bakmisim yemek sepetinden kizarmis manti isteyivermisim (evet, bugun bu olayin tipkisinin aynisi yasandi) Evet Ipek, itiraf ediyorum. Sen bize gelince sana tavuk yediriyorum, ertesi gun ben oturup kizarmis manti yiyorum. Peki ama biz dun neden bunu dusunemedik?

Hiç yorum yok: