19 Haziran 2009 Cuma
Minyatür Odalar
Minyatürün kelime anlamının, bir nesnenin küçük boyutlardaki örneği olduğunu hepimiz biliyoruz da, bu iş ile ilgilenen özel sanatçılar olduğunu (çok ince işlenmiş küçük boyutlu resimlerin sanatçıları dışında) kaçımız biliyoruz? Henry Kupjack, bir minyatür sanatçısı. Kendisinin ilgi alanı, "Minyatür Odalar". Kimi minyatür sanatçısı bir alanda çalışırken, kendisi mobilya yaratımından kalıp çıkarmaya kadar her şeyi yapıyor, bu odaların yaratımındaki bütün detaylarla bir bir uğraşıyor. 1/12 ölçeğinde küçülttüğü objeleri, usta bir iç mimar gibi biraraya getiriyor ve çok farklı dönem ve tarzlardaki odaları baştan yaratıyor. Farklı zamanlar ve mekânlar derken bahsedilen, M.Ö. 333'den İskender'in Kuşatma Çadırı, 1850lerden Fransız Taşra Yatak Odası, 1700lerden Japon Çiftlik Evi Mutfağı, XVII. Yüzyıl Korsan Kaptanın Kamarası gibi birbirinden oldukça farklı ve alâkasız konular. Ufacık kutuların içine sığdırılmış bu bambaşka dünyaların hepsi, ayrıntılarının çokluğu ve detayların gerçekliği ile çok etkileyici. Ama benim en çok ilgilimi çekenler belli... 18. Yüzyıl'dan Osmanlı Kahvehanesi, minderlerinden şamdanlarına, duvar ve tavan işlemelerinden nargilelerine, arka plana yerleştirilmiş feslerine kadar diğer odalardan çok farklı ve tanıdığımız, bildiğimiz kültürün detaylarını içermesi dolayısıyla kendimi en yakın hissettiğim eser. 18. Yüzyıl'da daha fotoğraf makineleri icadedilmediğinden olucak, hafızalarımızda Osmanlı Kahvehanesi gibi mekânların gerçek görüntüleri yerine, gravür, resim gibi görselleri mevcut. Ne kadar doğru, ne kadar değil bilinmez ama böyle bir odaya penceresinden içeri bakar gibi bakmak çok hoş. Diğer hoşumuza giden odalar, çoğunlukla filmlerden görüp bildiğimiz, beğendiğimiz mekânlar. Mesela, içinde yaşamaya hayır diyemeyeceğimiz 1950’ler New York’unda Sanatçı Stüdyosu ya da 1940lardan Broadway-New York’da Wintergarden Tiyatrosu Kulisi.
Dünyanın bir çok yerinde sürekli olarak sergilenen odalarından 20 tanesi bir süredir İstanbul, Rahmi M. Koç Müzesinde. Bugüne kadar gidemeyenler de gidebilsin diye, 15 Eylül'e kadar uzatılmış sergiye gitmemek ayıp olur.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
ya bn bunu duymuş ve de çok görmek istemiştim...neyse melekeyle gideris artık:P :)
Yorum Gönder