17 Mart 2009 Salı
Anında
Gecenlerde yeni bagimliligim Sade Vatandaş'ı izliyorum, Okan Bayulgen ve Levent Erden yine o hafta gelmis gecmis konularin, konusmacilarin ustune yorum yapiyorlar. Ikisi karsi karsiya iken en cok sevdigim seylerden biri olarak; Levent Erden konusuyor, Okan Bayulgen dinliyor. Konuyu hic hatirlamiyorum ama Levent Erden'in bir tespitine takilip kaliyorum her zamanki gibi. Cagimizin hastaligi 'anindalik'... Kucuklugumuzden itibaren hersey aninda olsun istiyoruz; istedigimiz (her)sey aninda bizim olsun, istediklerimiz aninda baskalari tarafindan yerine getirilsin istiyoruz, bunu en dogal hakkimiz olarak goruyoruz... Ornegin, teknoloji bizim paramizin yetmedigini satin almamiza kredi karti taksitleri araciligi ile yardimci oluyor. Vitrinde bir sey gorup begenince, dusunmeye gerek yok. O anda paramiz yoksa, simdi alir sonra zamani gelince oderiz. Alisveris disinda, insanlarla olan iliskilerimizi de sabirsizligimiz berbat ediyor. Cep telefonlari sevdigimiz sevmedigimiz herkese istedigimizde ve aninda ulasmamizi sagliyor. Internet istedigimiz bilgiye aninda ulasmamizi sagliyor, tamam bu cok super. Ama Okan Bayulgen'in kolay ulasilan bilginin kolay unutuldugu tezi de hic fena degil. Posta kutularimizi artik sadece faturalarin isgal edisinden belli, kimse artik mektup yazamiyor, yazmiyor. Mektup konusunda insanlarin boyle bir sabir gostermesi inanilmaz geliyor. Ne de olsa yapacak cok sey var ama elimizde sadece hic bir seye yetmeyen zaman var. Dolayisiyla kosuyoruz hayatin her alaninda; alisveristen yemege, duygulardan bitmek tukenmek bilmeyen isteklerimize...
O gunden beri surekli aklima geliyor bu tespit. Bu mikrobun 'dogal olarak' bana da bulastigini farkediyorum. Hayatimin hangi alanlarini eline gecirdigini anlamaya caliyorum ki, kontrol altina alabileyim kendisini. Mesela bizim evin bir klasigi olarak, her pazartesi annemle rejime basliyorum. Ne kadar kilo vermek istemiyorum desem de, her sabah muhakkak tartiliyorum. Bir umut belki yag oranimda bir azalma olmustur diye bekliyorum. Ya da sirtim agrimasin, merdiven cikarken nefes nefese kalmiyim istiyorum. Butun bunlar icin yediklerime dikkat etmem gerektigini ve sporu hayatimin rutini haline getirmem gerektigini biliyorum. Butun bu isteklerime karsin, pazartesi baslayan rejimleri haftasonunu getiremeden bitiriyorum. Spor icin hep bir bahane bulmak konusunda ustume tanimiyorum. Bazen mazaret bulana kadar o kadar oyalaniyorum ki, spor salonunun kapanma saati geliyor ve sorun kendiliginden cozuluyor. Dogal olarak 3 gunde ne kilo veriliyor, ne fit olunuyor. Vucut doganin geregi herseyi agirdan aliyor, sakin sakin degisim gecirmek istiyor. Peki ben napiyorum? Her sey aninda olsun istiyorum. Olmayinca demoralize oluyorum, ve benim hissettiklerimi cevremde o kadar cok insan yasiyor ki, bu durumu artik cok olagan karsiliyorum. Zaman geciyor ama hayatimda hic bir sey degismiyor... diye diye kendime, sonunda degisimi koydum kafaya. Daha uzun mu bilmem ama, daha verimli bir hayat adina koklu bir degisime girmeye karar verdim gecen ay. Kendimi hic bir istegimin aninda olmayacagi konusunda telkin ettim. Sporumu aksatmamaya calismaya, yediklerime dikkat etmeye basladim. Artik sabahlari tartiya ihtiyac duymuyorum, sabirla gunlerin gecmesini bekliyorum Kilodan fitness'tan baska hayatimin her baska alanlarinda da sabirli olamaya calisiyorum. Istedigim her seyi hemen elime almiyorum. Zamaninin gelmesini bekliyorum, istegime ulasma surecinden, beklemekten ve elimde olanin kiymetini bilebilmekten zevk almaya caliyorum. Psikolojik olarak kendimi daha iyi, huzurlu hissediyorum.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
Almış olduğunuz bu güzide kararınız için sizi tebrik ediyor ve de size çok daha zinde bir yaşam diliyorum.
En derin saygı ve sevgilerimle,
Mrl.
- Mektup yazmıyoruz artık dedin. Bak kısa da olsa yazdım işte. Aslında zarf var da postaneye gitçek, zarfı pullatçak senin adrese göndertçek adam yok!artık böle! :P bunla idare etçes...
Anında yolluyorum bak! :D Sen de şu an ekran başında olursan anında görürsün kanımca:P
ya bo blog şeysi haber verse ya sen cevap yazdığın gibi bana...tek tek aklıma gelince bakmak durumunda kalıyorum..kesin bi yolu vardır da bilmiorum...neyse...
anladm ben seni köstemim... >) mektup mevzuunda...hemfikirim de sana...
fuar detayları alıncaktır bgn sizden sizi arayaraktan... :D
Yorum Gönder