27 Ağustos 2011 Cumartesi

27

Son yıllarda kalabalık doğumgünü toplaşması düzenleme fırsatım olmadı ama 4-5 yıl önce düzenlediklerimin tadı damağımda kaldı. Doğumgünlerini o kadar çok seviyorum ki! Uzun süredir sesini soluğunu duymadığın kimseleri, kanlı canlı görme fırsatı doğuyor. Bir mesaj uçuruyorsun, herkes bir araya geliyor! Bu sene Bodrum programımı özellikle doğumgünümün ertesine yaptım ki, yine herkes bir araya gelsin dedim. Olmadı... Tadım tuzum yoktu çünkü. Canım çekmedi kimseleri aramak, hadi beraber yemek yiyelim, eşek kadar oluşumu kutlayalım demek... Onun yerine yalnız kalmak, kendi kendime çikolatalı pasta yapmak, sonra onu bir bardak soğuk süt eşliğinde yemek istedim. Ama hiç bir şey planladığım gibi gitmedi...



Elbette İpek, Damla ve Görkem yalnız bırakmadı beni. Sabahtan akşama dükkanda keyif yaptık. Geç bir kahvaltıyı takiben, Damla'nın hediyesi olan ve Meral'in 'fiskos' ismini verdiği rengarenk sandalyelerimizde Serdar-ı Ekrem'in tadını çıkardık. İpek'in çilek ve beyaz çikolatalı pastasından sonra uzun bir süre tatlı yemeyeceğimizi düşünürken, akşam dondurmalı macaronları da mideye indirmekte hiç bir sakınca görmedik.


Zamane Kahvesi - Dondurmalı Macaron



Galata bir güzeldi 27'sinde. Kulesi, sokakları, hayalimdeki çatı katı dairesi ile aydınlıktı. Bilmiyorum, belki her zaman aynı ama bugün bana bi farklı geldi... Sevdiğim ve beni gerçekten sevdiğini bildiğim insanların yanında; Galata da, dünyanın herhangi bir yeri de aydınlık ve huzurlu.

1 yorum:

oma dedi ki...

galatayı gorunce blogta

bende cok begendigim bi yeri pasylasmak istedim sizinle... bakarsanız blog sayfama Privatto göreceksiniz :)

http://omactivities.blogspot.com/2011/09/taksim-istiklal-tunel-gizli-mekan.html

selamlarımla..