14 Haziran 2010 Pazartesi

Pul Koleksiyonu



Eski fotoğraflar toplarken tanıştığım Snr Bey'den her geçen gün yeni şeyler öğreniyorum. Hem eski fotoğraflardan, hem koleksiyonculuktan bahsediyoruz oraya gittiğimde. Sahaf çayı başka olur dediği günden beri, çayının da dükkanının da tiryakisi oldum. Collection Club ile tanışmam da onun sayesinde oldu, filateliyle de. 'Şerif Antepli'nin Filateli sergisine mutlaka git!' dedi ya, aklıma koydum. Sıcak dinlemeden İstiklal'i baştan sona aştım. Güneş tam başıma geçti heralde derken, Taksim meydanındaki Cumhuriyet Sanat Galeri'sinde yapılan sergi alanına vardım. Taksim'e adını veren suların taksim olduğu (dağıtıldığı) eski dev su deposu, bugün Cumhuriyet Sanat Galerisi ve bu sıcaklarda içerisi ilaç gibi.



Filateli; Yunanca philos (sevgi) ve ateles (vergisiz) kelimelerinin yanyana gelmesi ile oluşan bir kelimeymiş. Sistematik bir şekilde pul, damga, mektup, posta kartı, ve doküman toplama işlemine denirmiş. Dünya filateli tarihinin ilk posta pulu, 1 Mayıs 1840'ta, İngiltere'de "Penny Black" adı ile basılmış. Pulun mucidi Sir Rowland Hill adlı bir posta müfettişiymiş ve ilk İngiliz pulunun üzerinde Kraliçe'nin resmi bulunuyormuş. Türkiye'de ise ilk posta pulu, 1863 yılında Sultan Abdülaziz'in tuğrasını taşıyan 2 ve 5 kuruş değerlerindeki pullarmış. Pulların basımı, dönemin Posta Müdürü olan Agah Efendi tarafından yapılmış.



Cumhuriyet Sanat Galerisi, Taksim'e yolu düşenlerin her gün yanından geçtiği ama büyük ihtimal kendisinden bi haber olduğu bir yer. Yani utanarak söylüyorum, ben bunca zamandır varlığından habersizdim. İçeri girip arka arkaya dizilmiş kapıları görünce aklım karıştı ama bir yerden, Filateli'de Sinema'dan başlayıverdim. Öncelikle baştan sonra inanılmaz bir koleksiyon olduğunu söylemeliyim. Şerif Antepli'nin harcağı emeğin büyüklüğü de, tematik bir koleksiyon olarak 'Filateli'de Sinema'nın içeriği de etkileyici. Sinema tarihinin en başından günümüze kadar geçirdiği dönemlere, yönetmenlere, film artistlerine, animasyonlardan daha nicelerine kadar oldukça kapsamlı bir çalışma karşılıyor ziyaretçileri. Sergisinin başında duran ve benim ilgiyle baktığımı farketmesi üstüne yanıma gelip benle tanışan Şerif Bey ise, inanılmaz sıcak ve samimi;) Kendimi bildim bileli biriktirmeyi seven bir kişi olarak ben, inanılmaz etkilendim bu çalışmadan ve Şerif Bey'in arşivine bakarken sadece her şeyi biriktirmenin bir koleksiyon olamayacağını, toplananların belli bir tema altında toplandığı takdirde anlam kazanacağını bir kere daha yakından görmüş oldum. Koleksiyon aşığı Şerif Bey'in biriktirdikleri sadece Sinema temalı pullar değilmiş elbette. Sinema dışında futbol ve cumhuriyet dönemi temalı pullarda varmış arşivinde. Pullar dışında kaşık, kadeh ve yüksük koleksiyonları da mevcutmuş. En kısa zamanda bende rozet koleksiyonuma bir şekil vermeliyim...

Hiç yorum yok: