14 Mayıs 2010 Cuma

Şiir Festivali

Geçtiğimiz günlerde Uluslararası İstanbul Şiir Festivali vardı. Şiirlerle pek arası olmayan bir insan olmama rağmen, Galata sokaklarının duvarlarını kaplayan Galata Kuleli festival afişleri bi fikir sahibi olmamı sağlamıştı. Üstüne üstük Dml'nın Lübnanlı şair Joumana Haddad'a sahnede eşlik edeceğine öğrenince festivalin Galata ayağına katılmak kaçınılmazlaştı. Işıklandırılmış kulenin altında kurulan sahnede, 9 şair farklı dillerde şiirler okurken, izleyicilerin çoğunun yabancı olması ise hiç şaşırtmadı.



Festival sonrası, Mano'da bir burger kaçamağı yapıp, Yeni Türkü konseri için tekrar meydana döndük. Şarkıların güzelliğine, meydanın ışığı ve enerjisine, alanın kalabalıklığına rağmen bir şeyler eksikti yine. İçim, dışım o eksiği aradı ama bulamadı...

Joumana Haddad (Lübnan)

Şair, tercüman ve gazeteci. 1970 yılında Beyrut’ta doğdu. Eleştirmenlerden büyük övgü alan çeşitli şiir kitaplarının yazarıdır. Kitapları birçok dile tercüme edilmiştir. North South Ödülü ile Blue Metropolis Al Majidi Ibn Dhaler Arab Edebiyat Ödülü aldığı ödüller arasındadır. Umberto Eco, Paul Auster, Jose Saramago, Peter Handke, Elfriede Jelinek ve benzeri bir çok uluslararası yazar ile röportajlar yapmıştır. Saygın “An Nahar” gazetesinin Kültür sayfalarının başındaki isim olmasının yanı sıra, IPAF edebiyat ödül kurulunun (The Arab Booker) direktörü ve Jasad dergisinin baş editörüdür.

Ziyafet (Joumana Haddad - Banquet)

Karşına oturduğumda, yabancı,
Ne kadar zamana ihtiyacın olduğunu biliyorum
Aramızdaki mesafeyi gömmek için:
Sen zekanın doruğundasın,
Ben de ziyafetimin başında,
Sen, lafı nasıl açacağını düşünürken
Ben,
Ciddiyet kisvemin altından,
Seni silip süpürdüm bile.

Kadın (Joumana Haddad - Woman)

Kimse bilemez
Ne söylediğimi sustuğumda,
Kimi gördüğümü yumduğum zaman
gözlerimi,
Nasıl coştuğumu kendimi coşturduğum
zaman,
Ne aradığımı ellerimi salıverdiğim zaman.
Kimse, hiç kimse bilmez
Ne zaman aç olduğumu, ne zaman
seyahat ettiğimi,
Ne zaman dolaşıp ve ne zaman
kaybolduğumu.
Kimse de bilmez,
Gidişimin bir dönüş olduğunu
Dönüşümün bir çekimserlik olduğunu
Güçsüzlüğümün bir maske olduğunu
Gücümün bir maske olduğunu,
Ve o gelenin bir fırtına olduğunu.
Bildiklerini sanırlar
Ve ben
bırakıyorum onları öyle sansınlar,
Ve çıkıyorum meydana.
Beni bir kafese kapatıyorlar
Özgürlüğüm onların bağışladığı bir şey
olsun istiyorlar,
Teşekkür edip boyun eğeyim diye.
Özgürüm yaşadığım baskının içinde ve
yenilgimle,
Mahpushanemdir istediğim!
Mahpushanenin anahtarı olabilirdi dilleri,
Ama dilleri arzumun etrafına dolanmış,
Arzum ise boyun eğmeğe hiç gelmez.
Bir kadınım ben.
Özgürlüğüme sahip olduklarını sanırlar.
Ve ben
bırakıyorum onları öyle sansınlar,
Ve meydana çıkıyorum.

Hiç yorum yok: