27 Eylül 2009 Pazar

Kına Yakmak



'Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar
Aşrı aşrı memlekete kız vermesinler
Annesinin bir tanesini hor görmesinler ...'

Bu türküyü ve ne anlama geldiğini bilmeyenin olmadığını sanıyorum. Ama evvelsi gün televizyonda, ENBEğeniler programında izleyene kadar bu türkünün hikayesini şahsen ben bilmiyordum. Malkara köylerinden alındığı belirtilen türkünün hikayesi şöyle imiş...

'Çok eskiden köyün birinde Zeynep isimli çok güzel bir kız vardır. Onaltıya yeni bastığında Zeynep'i köylerindeki bir düğüne gelen Ali isimli bir genç görür ve çok beğenir. Köyüne döndüğünde hemen dünürcü gönderir. Zeynep'i Ali'ye verirler ve hemen düğünleri olur. Zeynep'in gelin gittiği köy ile kendi köyü arası üç gün üç gece mesafededir. Zeynep, anne baba ve kardeşini tam 7 yıl göremez. Bu özlem Zeynep'in yüreğinde her gün biraz daha büyüyerek dayanılmaz bir hal alır, köyün büyük tepesinde bulunan evinin bahçesine çıkarak kendi köyüne doğru için için kendi yaktığı türküyü mırıldanır ve gözleri uzaklarda sıla özlemeni gidermeye çalışır. Kocası Zeynep'in özlemine pek aldırış etmez. Kaldı ki eski sevgisi de pek kalmadığından Zeynep'i itip kakmaya başlar. Sonunda sevgisizlik ve aile özlemi Zeynep'i yataklara düşürür. Gün geçtikçe hastalığı artan Zeynep'in düzelmesi için köyden gelip geçenler anasının babasının çağrılmasını ister. Başka çaresi kalmadığını anlayan kocası da kaynanası ve kayın babasına haber vermeye gider. Altı gün altı akşam süren bir yolculuk sonrası köye ulaşan anne-baba Zeynep'i yatakta bulurlar. Perişan bir halde olan Zeynep hala türküsünü mırıldanmaktadır; Anne babası da türküye söylemeye başlarlar. Çevrelerindeki bütün köy kadınları duygulanıp ağlarlar. Annesi fenalık geçirir. Bayılan Zeynep hasretini giderir ama çok geç kalınmıştır. Bir daha iyileşemez...'


Son zamanlarda 3 tane kınaya gittim ama bir türlü bu ritüeli sevemedim. Neymiş efendim, kız kınasında söylenen türkülerde amaç gelini ağlatmakmış. Gelin kına gecesinde ne kadar çok ağlarsa evlilik hayatının o kadar mutlu geçeceğine inanılırmış. Gelinin ağlamaması ise; “Gittiğine seviniyor” şeklinde yorumlandığından hoş karşılanmazmış. Mutlu gidiyor diye mutlu olacağımıza, bunu hoş karşılamamak baya saçma. Türküyü, ağlamayı falan bir kenara koyduğumuz zaman, mumlar, bindallılar ve elbette Senem ile vazgeçilmezimiz damat halayı şahane.

Hiç yorum yok: