2 Mayıs 2009 Cumartesi

Bomonti Fransız Fakirhanesi

Okul bitince CIP ile iliskim kesildi, bir turlu vazgecemedigim kulubum sekteye ugradi ve ben toplumsal duyarlilik projelerinden uzak kaldim uzunca bir suredir. Dun Speech Bubbles tiyatro toplulugu ile Fransiz Fakirhanesi'nin yilda bir duzenledigi kermeslerine katilma, orda calisma, eglenme ve ise yarama firsati buldum yeniden. Toni yengemin onlardan 'Little Sisters of the Poor' diye surekli bahsettigini, onlari ziyarete gittigini, elinden gelen yardimlari esirgemedigini biliyordum ama kendilerini dune kadar tanimiyordum.

Little Sisters of the Poor, Katolik mezhebinden olan kadinlar topluluguymus.19 y.y.da Jeanne Jugan tarafindan Fransa, Rennes civarinda sekillenen topluluk; yoksul, ihtiyac sahibi, sokakta yasayan yaslilara yardim eli uzatmak icin biraraya gelmis. Gunun birinde kendi evine bir yasliyi kabul eden Jugan, 1843 yilindan itibaren daha cok insana yardim edebilmek icin once Fransa'nin farkli sehirlerinde, daha sonra farkli ulkelerde huzurevleri kurulmasina on ayak olmus. Bugun Tayvan, Hindistan gibi ulkeler dahil 31 ulkede evleri mevcut, ihtiyac sahiplerine yardim ediyor. Bomonti Fakirhanesi'nde sorumluluk alan kisiler, adi ustunde Little Sisters of the Poor. Cesitli dini isimlerle beraber telafuz edilen Sister kelimesi, burada hemsirelik, ablalik, kardeslik gorevlerini ustlenmis rahibelerin adlandirilma sekli.



Sabah 9'dan aksam 5'e kadar suren kermeste yapilmaya calisilan sey, burada yasiyan insanlara katki saglamak icin para toplamak elbette, ama eglenmek, yiyip icmek, dans etmek ve mutlu olmakta en az para kadar onemli. Dolayisiyla bir cok atraksiyon onceden planlanmisti. Mesela hem yaslilarin yuzunu guldurmek, hem onlar icin oraya toplanan insanlari eglendirmek icin "Yabanci Degiliz" grubu sahne aldi. Bizi eglendirdi ama mekanin sakinlerini costurdu desem yalan olmaz saniyorum...




Muzik disindan, aksam saatlerinde cekilecek tombalanin biletleri gun boyunca satilmaya calisildi. Para kazanmak icin, yeni ve kullanilmis kiyafetlerden el islerine, oyuncak, kitap, dvd ve akla gelebilecek hersey bir cok masada satisa sunuldu. Fransiz fakirhanesinin sakinleri kendi masalarinin basinda durup, calismanin tadini cikardi. Yemek bolumunde ise, sicak yemek cesitlerinden tatlilara acayip bol cesit vardi. En cok prim yapan yemek masalarindan biri olan masamiz, bir otel sponsorlugunda olunca aperatiflerden, sicak yemek seceneklerine, tatlilardan sekerlemelere sov yaptik diyebilirim. Muzik grubunun sahnesi yani basimizda da olunca, atraksiyonun merkezindeydik gun boyunca.



Ben cok eglendim, mutlu oldum, huzur duydum diyebilirim. Umuyorum yasli demeye kimsenin dilinin varmayacagini dusundusum fakirhane sakinleri de cok iyi zaman gecirmis, toplanan para dise dokunur bir miktara ulasmistir.

1 yorum:

ZEKİ ETFERAT dedi ki...

''Üst kattakiler ve alt kattakiler''!...

Seksen iki yaşındaki madam teyzem bu gün, çekdiklerine son çare olarak irlandalı yönetici rahibe flomena ve anlaşılan, onun bir tür body gard' ı Kenya2lı Anastasya2yı şikayet etmek için Fransız Konsolosluğuna gidiyor!... Çünkü o tehdit ve zorbalığa papuç bırakmayacak kadar aydın ve pırıl pırıl zekalı bir İstanbul kızı!...
fakirhane2de ''lojman'2 statütüsünde klanların iyi bir yaşam sürdürdükleri bir gerçek ya otel artıklarıyla,zorla beslenmeye çalışan,içitklere çaya bile elli kuruş ödemek zorunda kalan diğerleri?... 1.ekim.2009 / zeki etferat / zekietferat@otmail.com