8 Ekim 2008 Çarşamba

Anahtar

Evvelsi gece aklimi kaybediyorum zannettim...

Sabahtan aksama babaannemle gecirdigim cok guzel ama yogun ve yorucu bir gundu. Yine de saglikli yasam unsurlarinin onde gideni olduguna inandigim spordan caymayip, kafama koydugum aksam planimi gerceklestirmekte kararliydim. Gorkem'i de gunler suren didismelerimiz sonucu ikna etmis bulunduguma gore hic bir problem yoktu; giyindim, cantami yaptim, arabanin yolunu tuttum.

Bu arada Milano'da gelisen cevre bilincim, Istanbul'da etrafimdakiler tarafindan anormal karsilansa da, ben evde elimden geldigince kagit ve camlari ayirmaya calismaktayim. Eger kagitlari normal cope atarsam, kendimi cok yanlis bir sey yapmis gibi hissediyorum, rahatsizlik duyuyorum. Via Eustachi, 32 numaradaki cop mufettisimiz Marcellini belki yok basimizda ama kagidi, camli, plastigi ve normal copu ayirmak meger aliskanlik yapiyormus:)

Neyse konuya donecek olursam, kapida daha onceden yigdigim 3 cop torbasi dolusu kagit vardi. Spora giderken yolda, o kagitlari ilgili yere atmaya niyetlendim. Once torbalari arabanin yanina tasidim. Arabanin bagajini anahtarla actim ve torbalari bir bir yukledim. Gorkem de son parcayi bagaja koyduktan sonra gitmeye hazirdik ve sadece tek bir eksik vardi... O da arabanin anahtari... Ceplerime baktim, cantami ters duz ettim. Butun kapaklari actim kapadim, koltuklarin altina baktim. Arabanin yeni yeni bolmelerini kesfettim ama anahtari bulamadim, bulamadik. Bagaja giristik sonra, torbalari indirdik, alasagi ettik acaba gazatelerin arasina mi karisti diye... Yok yok yok ... Resmen yer yarildi yerin icine girdi, ya da seytan aldi goturdu, satamadan getirdi... fln derken buldum kendimi. Bahceye de baktik, sarmasiklarin arasinda elimizi gezdirdik, sonuk bir fenerle gectigimiz yollari aydinlatmaya calistik. Yok yok yok... Ve anahtar ortaya cikmadi, saat gece yarisi oldu.. araba acik kaldi ve ben resmen cildirdim. Annemlerden gelen yola dikkatli baktiniz mi, biri bulursa gece arabayi alir giderse sorusu ise butun gece uyuyamama neden oldu. Surekli camdan arabanin yerinde durup durmadigini kontrol ettim. Daldigim kisa aralarda ise, yine anahtarin pesindeydim. Sabah saatimi erkene kurdum ki, yeni gunun isigiyla tekrar bakayim 10 kere 100 kere baktigim yerlere... Surekli ayni seyi yapmak ve sonuca ulasamamak gercekten yipratiyormus insani, yiprandim. Inanilmaz bir umutsuzluga kapildim. Sabah Gorkem'i otobuse biraktiktan sonra, havaalanina annemleri almaya gittim. Aklimda tabi tek sey, anahtarin yoklugu ve evin onunde kapilari acik duran annemin arabasi.

Annemleri aldiktan sonra, dogru eve geldik. Nasil butun gece kendimi ayni cevapsiz sorular ve negatif dusunceler icinde bogduysam, bu yolda oyle gecti. Annem buluruz buluruz telasa gerek yok derken, babam her zaman ki gibi negatif dusuncelerinde gayet kararli ve istikrarliydi. Boylece bu konuda kime cektigim belli oldu:) Babam arabayi didik didik etti ve bulamayinca direk son karari verdi, "yoldan gecen biri geldi kesin aldi, en kisa zamanda onlemimizi almaliyiz". Annem .."bir sacmalamayin" diye israr etti. Biri bulsa anahtari, yarin geceyi neden beklesin ki? Merdivenlere oturmus kara kara dusunurken ve yerlerde goz gezdirirken ben, annem 'buldum! diye bagirdi. Gozumun onunde oldugunu zannettigimiz ama bir turlu goremedigimiz anahtar parcasi, yerde degil, gokte cikti ortaya sonuc olarak. Meger hic yere dusmemis, onun icin ses cikarmamis. Calilarin ustundeki dallardan birinin ucuna kosesine takilmis kalmis.

Omrumden kac yildi gitti, kendimden nasil suphe etmeye basladim anlatamam. Resmen kendimi salak gibi hissettim. Hadi daha onceden evde araba anahtarini kaybetmisligimiz vardi ama kapiyi actiktan sonra kaybetmeyi hic becermemistim, becereni de duymamistim. Sonunda mutlu son oldu ya, onemli olan o.Kissadan hisse, annem her zaman ki pozitif dusuncesiyle hepimizi yendi ya, bi taneciktir o:)

Hiç yorum yok: