20 Kasım 2010 Cumartesi

Korčula

Bayram tatilimizin son günü en keyiflisiydi. Kimseye bağlı kalmadan gezmek, istediğin yerde durup fotoğraf çekmek ne güzel şeymiş, Gür ailesinin daveti sayesinde hatırladım. Tur paket programında olmasına rağmen gitmeyi hiç düşünmediğim Korčula adası, rehberimiz tarafından çok methedilince, geze geze ona doğru gitmeye karar verdik.



Dubrovnik'in batısına doğru 50 km ilerleyip Ston'da ilk molamızı verdik. 5.5 km'lik şehir surları ile Avrupa'nın en uzun surlarını arasında sayılan, Çin Seddi'nin de hemen arkasından gelen surlar Ston merkezden bağlayıp, bir bilinmeyene doğru dağlara çıkan duvarları izledik. Ston sonrasında üzüm bağları ile kaplı yarımadanın içinden geçerek Orebic'e geçtik. Ordan da feribotla ver elini Korčula.



Korčula, Adriyatik denizinde, 16.000 nüfuslu bir ada. Tahmin edileceği üzere de Dalmaçya kıyılarında. Adaya arabalı feribot ile geçiliyor. Marco Polo'nun doğduğu ev adada bulunuyor.



Çam ağaçları ile kaplı adada, eski şehir bölgesini kaplayan Venedik tarzındaki yapılar insanı adaya hayran bırakıyor. Bizi hayran bırakmasının dışından şaşkınlık içinden bırakan ise, adanın boşluğu oldu. Resmen in cin top oynuyordu...




O kadar boştu ki, yemek yiyecek yer bulmakta zorlandık. Bir markete girip, ekmek arası sandviç yaptırmayı en uygunu bulduk.





Feribotumuzu kaçırmamak için, yemeğimizi de dönüş yolunda yedik. Her döndüğümüz dönemeçte, o kadar güzel manzaralar bizi karşıladı ki, sürekli durduk, sürekli adriyatik üstü bulut fotoğrafları çektik.


Hiç yorum yok: