28 Aralık 2010 Salı

Kosinitza



Murat'ın uzun zamandır ağzında gevelediği Kuzguncuk mevzusu sonunda açıklığa kavuştu. Vedat Milor'un tadı damağımda kaldı dediği deniz ürünleri ağırlıklı menülü Kosinitza'nın yolu tutuldu. Galata'dan gelince zorlu bir yol maratonu aşmamız gerekti ama Kuzguncuk ışıklardan içeri girip hemen sağda bir kaç masalı ufacık mekanı görünce rahatladım. Leziz yemekleri ve birbirinden güzel şarapları ile ün salmış mütevazi mekana hemen ısındım.

Beyaz şarabımızı yudumlarken, orta masadaki soğuklardan başladık, ara sıcaklara ara vermeden devam ettik. Ana yemekleri ise hiç göremedik... Sanıyorum bir seçim yapmamız gerekiyormuş, soğukların ve ara sıcakların bizi bu kadar zorlayacağını düşünmedik.

Balık çorbası, deniz mahsülleri pilavı güzeldi ama karamelize soğanlı çiputa filetosunın, somon dilimleri arasında közlemiş patlıcanın ve ızgara ahtapotun tadı damağımda kaldı. Aklım ise Kosinitza'da... İşletme sahibi İbrahim Özyürük'ün ilgi ve alakası takdire şayandı desem, abartmış olmam heralde.

Hiç yorum yok: