2 Mayıs 2011 Pazartesi

Velosipet



Aynı eski günledeki gibi 2. orta sokakta buluştuk Tuba ile. Pembe ağacın hemen orda. Artık ne o 2. orta'da, ne ben Ethem Efendi'de... Sanki mekanlar demişmiş ama biz aynı kalmışız. 10 küsür sene geçmiş paten kaymak için buluştuğumuz günlerin üstünden. Zaman hızlı mı geçiyor ne?!

Uzun zamandır konuşulan sahil programını hayata geçirmek için 1 Mayıs pazarı biçilmiş kaftan gibi gözükünce, bir iki telefon görüşmesi ve Ayhan'ın bisikletleri elden geçirmesi yetti ve bıraktık kendimizi Necmi Ökten'i takiben Çam Fıstığı'ndan aşağı. O nasıl bir hafiflik, eski mahallenden bisiklet ile geçmek ne güzellik derken, Bağdat'ı keserek sahile devam ettik. Kalabalık çevremizi bir kere sardıktan sonra, bir daha hiç azalmadı, hatta tam tersine hızla arttı. Grubumuz tamamlandıktan sonra, ver elini Caddebostan, Suadiye, Bostancı... Ver elini onlarca köpek, paten, bisiklet, her 3 metrede mangal keyfi yapan gruplar ve niceleri... Zamanın nasıl geçtiğini hiç anlamadık, Maltepe'de mola verdik. Hava o kadar güzeldi ki, limonata kıvamında desem yeridir, ne demekse:)



Güzel bi pazardı, yemek üstü çimlerdeki çay keyfimiz bitmek üzereyken, tam zamanında hava atıştırmaya başladı. Çam Fıstığı'ndan dönüş beklediğimden kolaydı. Bu arada aklıma 'velosipet ile bir cevelan' geldi:)

..ki zekanın yarattığı güzelliktir
Çevik, uyumlu ve kaprissizdir.
Hızlılıkta saba rüzgarını kıskandırır,
Herkesin bildiği kural,
Eğer benzeri olsaydı,
Ona sürat katarı denirdi.
Ama onda yine büyük fark var,
Onda çok 'siklet' var...

İbnülcemal Ahmet Tevfik
Velosipet ile Bir Cevelan s.102

Hiç yorum yok: